Kendimizi Neden Sabote Ederiz?
Sabote davranışları bilinçaltımızda yatan yetersizlik hissinin bizi başarıya layık görmemesinden kaynaklanarak ortaya çıkar. Başarısızlıktan koruduğunu zannederek yapılan eylemler aslında bizi acıdan korur. Kendimize karşı geliştirdiğimiz inancın korunmasına yani güvende kalmamıza dair bir fayda sağlar.
Kendimizi neden sabote ederiz, kendimizden nefret ettiğimiz için mi? İnsan zihni hayatta kalma mekanizmasıyla alışık olduğu şeyi korumak ister. Çocukluğunuzdan beri yetersiz olduğunuza inandırıldıysanız bunu böyle devam etmesine yönelik bilinçsizce davranışlarda bulunursunuz. Bunlar erteleme, ilişkiyi veya bir bağı tehdit olarak görme, kötü alışkanlıklar olabilir.
Geçmişten gelen sevgiye layık olmadığımız inancı o kadar kuvvetlidir ki, sorunsuz giden bir lişkide onu baltalama eylemi gösterebiliriz. Zihnimiz birinin bizi sevmesini tehdit olarak görür. Bu baltalamadan sonra da kimsenin bizi sevmeyeceğine dair düşüncelerimizi korumaya devam ederiz. Erteleme davranışı da benzer bir durum. Ne kadar denemezsem başarısız da olmam diye düşünürüz fakat zihnimiz güvende hissetse de hayatımızda bir adım dahi ileriye gidemeyiz.
"Başarıdan korkuyor olabilirsiniz; çünkü insanların sizden daha da büyük talepleri olacağını beklersiniz ve onların beklenletilerini karşılamak zorunda olduğunuzdan ve karşılayamayacağınızdan emin olduğunuz için, başarı sizi tehlikeli ve olanaksız bir durumda bırakacaktır. böylelikle herhangi bir söz verme ve bağlı kalmaktan kaçınarak kontrolü sağlamaya çalışırsınız." (İyi hissetmek, Dr. David)
Bizim korkumuz şimdiye dek bize inandırılan tabuların çiğnenmesine yöneliktir. Ne kadar hayatta başarılı olmak istesek veya kendimizi insanlara kanıtlamak istesek de belki de önümüzdeki tek engel bizizdir. Başarılı olmak bizim için bir tehdittir. Başarıya olan devamlılığı sağlayamayacağımızdan korkarız, hatta öyle korkarız ki bütün odağımız bu korkudur ve onu kaybetmek için elimizden geleni yaparız. Peki ya kendimizi sabote ettiğimizin bilincine vardıktan sonra ne yapmalıyız?
"Memento mori" öleceğini hatırlamak anlamına gelir. Marcus Aurelius da her gün bu sözün kulağına fısıldanmasını ister fakat bence hatırlanması gereken diğer bir söz "Memento Vivere" unutma yaşıyorsun demektir. Bu iki söz birlikte düşünülerek yaşanmalıdır. Öğrenilmiş çaresizliklerimizi, erteleme alışkanlıklarımızı, başarıyı tehdit olarak görme eğilimimizi kırıp yaşadığımızı hatırlayarak mümkünleşir. Kendinizi sabote ettiğiniz anları yakalayarak farkına varıp olağan durumu değiştirmek için çaba sarf etmek, bir adım ilerisini mümkün kılacaktır.